MAGYASAR ASLAN WEB SİTESİ
ANA MENÜ  
 
  Hava Tahmini
  Takımlar
  Gazeteler
  Risale-i Nur
  Fıkralar
  Siteye Giriş
  Anketler
  Sitenize akvaryum
  Abdes Nasıl Alınır
  Harita Uydu fotoğrafı
  Başlıklar
  Kameralı Sohbet
  Renk Kodları
  İletişim Formu
  Web dersleri
  S.Giriş html
  Kitap Kurdu
  S. Dakika Haber
  Peygamberler
  Kayan yazı
  Site haritası
  S.Yazarları
  Web Sitesi
  Site bayrakları
  Namaz vakti
  Bulmacalar
  il il Türkiye
  Gazete stili yazı
  Resimler çerçeve
  Banner stili yazı
  Farklı yazı
  Süreyı gösteren sayaç
  Duyuru panoları 2
  kayan resim
  TLF.SSK SORGULAMA
  Resmi banner
  Sitenize takvim 3
  YUkarı Kayan yazı
  Duyuru panoları 3
  Güzel sözler
  Renkli menü
  İSLAMI GAF
  ÇEŞİTLİ YAZILAR
  ISLAM TARIHI
  İslamıyet Soruları
  Osmanlı padişahları
  İlahiler
  Bilgisaraya Format Atma
  Forum
  Link Listesi
  Top Listesi
  Ziyaretci Kayıdı Ekle
  Blog kodları
  Spor
  Mail
  MAG NEDİR
  Mag
  Varmısın yokmusun
  boş
  MAG
  Mag Resimleri
  Çalan Dualar
  Kod yeleştırme kutusu

ip-numaram.com IP adresi

Güzel sözler






•Herkes, dışını süslemeye çalışırken, sen içini, kalbini süsle!
• Herkes, dünyadaki faydasız şeyleri imar ederken , sen ahiretini imar et !
• Herkes, başkasının ayıbını araştırırken , sen kendi ayıplarınla meşgul ol !
• Herkes, insanlara yaranmaya çalışırken, sen Allah’ın rızasını kazanmaya çalış !
•Herkes, fanilerle dost olurken, sen baki olan Allah ile dost ol !
•Herkes, bir şeye güvenirken,sen Allah’a güven !
•Herkes, nefsini beğenirken, sen kötülemeye çalış !
• Herkes, mal toplarken, sen cömert ol !
• Kanaatten daha faziletli bir mal görmedim. (Hz.Ömer r.a)
• Kanaatkar kişinin kalbi denizden daha zengin; münafığın kalbi ise, taştan daha katıdır. (Hz. Ali r.a.)
•Söz ilaç gibidir.Azı faydalı,çoğu zararlıdır. (Hz.Ali r.a)
•Akıl gibi mal, iyi huy gibi dost, edeb gibi miras, ilim gibi servet olmaz. (Hz. Ali r.a)
•Ey oğul! Saadetin dört nişanı vardır: 1-Doğruluk 2-Edep 3-Tevazu 4-Emanete hıyanet etmemektir. (Lokman a.s)
•Ey oğul! Şu dört şey geri gelmez : 1-Ağızdan çıkan boş laf 2-Yapılan iş 3-Hedefe atılan ok 4-Geçen gün. (Lokman a.s)
•İnsanlarla öyle iyi geçininiz ki, düşmanlarınız bile ölümünüze ağlasınlar. (Hz. Ali r.a)
•İlmi olmayan bir beden, suyu olmayan şehre benzer. (Şems-i Tebrizi Rh. Aleyh)
•Veli kişi, toprak gibidir. Toprağa her kötü şeyler atılır. Ama, topraktan hep güzel şeyler biter.(Akşemseddin Hz’leri)
•Söz ilaç gibidir. Azı faydalı, çoğu zararlıdır. (Hz. Ali r.a)
•Malını sakındığın gibi dilini de sakın.
•Nafakanı tarttığın gibi sözlerini de tart.
•Sözünü ölçülü sarfet ve konuşurken çok dikkat et. Çünkü, bir tek sözün yersiz sarf edilmesinden bin altın liranın yersiz harcanması daha iyi olur.
•Her bir masiyet ki, sebebi, kaynağı şehvetten ise affı ümit olunur. Bir masiyet ki kaynağı kibirden ise affı ümit olunmaz. Çünkü iblisin masiyetinin aslı kibirden, Adem(a.s)’ınki şehvettendi. (Süfyan-ı Servi Hz’lerinden)
•İnsanların sözlerine değil, işlerine bak! Herkesin sözüne aldanma! (Ahmed Namiki Cami)
•Başkalarını tanıyan zeki, kendisini tanıyan olgundur.
•İnsanı elbisesine göre karşılar, bilgisine göre ağırlarlar.
•Hz. Ali (r.a) şöyle buyurdu: “Şayet cenab-ı Hak, Ümmet-i Muhammed’e azap etmeyi murad etseydi, Ramazan-ı Şerif ayını ve İhlas suresini onlara vermezdi.
HZ. ÖMER (R.A)’DEN NASİHATLER !
1- Sana kötülük yapan kimseyi ona iyilik yaparak cezalandır.
2- Hakikatı anlayana kadar din kardeşinin davranışını iyiye yor.
3- Müslüman kardeşinin ağzından çıkan bir lakırdıyı iyiye yorman mümkün oldukça kötüye yorma.
4- Kendini töhmet altına bırakacak işlere mübaşeret eden, kendisi hakkında kötü düşünenleri kınamasın.
5- Sırrını gizleyen muradına erer.
6- Sadık arkadaşlar edin, gölgelerinde yaşarsın. Çünkü sadık dostlar, huzurlu anlarda süs, sıkıntılı demlerde silahtır.
7- Seni ölüme götürse de doğruluktan ayrılma.
8- Seni ilgilendirmeyen işe karışma.
9- Henüz vuku’ bulmamış şeylerden sorma
10-İhtiyacını, onu gidermeni istemeyenlere iletme.
12-Kötülüklerini öğrenme düşüncesiyle de olsa facirlerle arkadaş olma.
13-Düşmanlarından uzak dur.
14-Güvenmediğin dostlarından sakın. Güvenilir kimsede Allah dan korkandır.
15-Mezarlıklarda derin saygı içinde ol.
16-Taat anında kendini zavallı gör.
17-Günah işlemek istersen sonunu düşün.
18-Herhangi bir işinde, Allah’tan korkanlarla istişare et. Zira Allahu teala: Mealen “Allah!tan, kulları arsında yalnız alimler korkar” Buyurur.
CAFER-İ SADIK HZ’DEN NASİHATLER
Ey oğlum! kendi rızkına razı ol! Kendi rızkına razı olan, kimseye muhtaç olmaz. Gözü başkasının malında olan, fakir olarak ölür. Allahu taela’nın taksim ettiği rızka razı olmayan, o’nu kaza ve kaderinde, dilediğini yaratmakta töhmet altında tutmuştur. Kendi kusurlarını küçük gören, başkasınınkilerini büyütmüş olur. Her zaman kusurlarını büyük gör. Başkasının gizli bir şeyini açığa vuranın, evindeki gizli şeyler herkesçe bilinir. Kardeşi için kuyu kazan, o kuyuya kendisi düşer. *****lar arasında bulunan horlanır.Alimler arasında bulunan hürmet görür.
Ey oğlum,insanlara kızmaktan çok sakın, yoksa sana da kızarlar. Boş iş ve söze karışmaktan sakın, sonra aşağılanırsın.
Ey oğlum, lehinde ve aleyhinde de olsa, hakkı, doğruyu söyle! Böyle yaparsan herkes seninle istişare eder, danışır, fikrini alır.
Ey oğlum, arkadaşlık yaptığın, ziyaretine gittiğin kimse, iyi ahlak sahibi olsun, kötü ahlakı olanlarla arkadaşlık etme, onlarla görüşme! Çünkü onlar suyu olmayan çöl, dalları yeşermeyen ağaç, ot bitmeyen topraktırlar.
Ey oğlum, Allahu teala’nın kitabını okuyucu, iyilikleri emredici, kötülüğü nehyedici, sana gelmeyene sen gidici, seninle konuşmayanla konuşucu ol! İsteyene ver. Gıybetten, koğuculuktan sakın. Çünkü söz taşımak, insanların kalbinde düşmanlığı arttırır. İnsanların ayıplarını görme, insanların ayıplarını gören, onların hedefi olur.
İBRAHİM BİN ETHEM HZ’DEN NASİHATLER
İbrahim bin ethem bir gün Basra çarşısında gezerken halk başına toplandı ve “Bana dua edin icabet edeyim” mealindeki ayet-i celileyi sordular ve : “Biz Allah’a dua ediyoruz. Fakat müstecap ( kabul ) olmuyor. Acaba neden?” diye yakındılar. Dedi ki: Kalbiniz on şeyden ölmüştür.
1- Allah’ı tanırsınız, ama hakkını eda etmezsiniz.
2- Allah’ın kitabını okursunuz, ama onunla amel etmezsiniz.
3- İblis’in düşmanlığını iddia edersiniz, ama ona tabi olursunuz.
4- Resulullah’ın sevgisini iddia edersiniz, ama onun izini ve sünnetini terk edersiniz.
5- Cennetin sevgisini iddia edersiniz, ama onun için amel etmezsiniz.
7- Ölümün hak olduğunu iddia edersiniz, ama onun için hazırlanmazsınız.
8- Başkalarını ayıpları ile meşgul olursunuz, ama kendi ayıplarınızı terk etmezsiniz.
9- Allah’ın verdiği rızkı yersiniz, ama Allah’a şükür etmezsiniz.
10-Ölülerinizi gömersiniz, ama onlardan ibret almazsınız.
İBN-İ ABBAS (R.A)’DAN
1- Günahın kötü akibetinden (bağışlanırım diye) emin olma, işlediğin bir günahı, ondan daha büyüğü takip edecektir.
2- Sağın da ve solun da bulunanlardan utanmaman, işlediğin günahtan daha büyüktür.
3- Allah’ın sana nasıl muamele edeceğini bilmemene rağmen gülmen daha büyük günahtır.
5- Fırsatı kaçırıp da işleyemediğin bir günahtan ötürü üzüntü duyman onu yapmandan daha büyük bir günahtır.
6- Günah işlerken Allah’ın seni gördüğünü bildiğin halde kalbinin ürpermemesi ve başkaları muttali olacak diye tirtir titrememen işlediğin günahtan daha büyüktür.
www.yapaz.tr.gg

GALERİDEN RESİMLER  
 

 
DUYURU PANOSU  
 

YASLAN61

mail@hotmail.com

1)İDARECİ HER HAREKETİNDE ADİL OLMASI GEREKTİĞİNİ: -İslam dini idarecilere şunu vaaz eder. “Elinizin altındakilere muamele ederken, adaletli davranın, ayırım yapmayın. Toplumdaki konumu ne olursa olsun, herkese eşit muamelede bulunun.”Halife Ömer, hakim olarak görevlendirdiği Ebu el–Eş'ari'ye bir mektup yazar ve uyarıda bulunur: "Onlara yüzünü çevirirken, huzurunda otururken ve aralarında hüküm verirken insanlar arasında eşitliği sağla! Bunu yap ki, şerefli bir kimse kendisine meyledip, onu kollayacağını ü-mit etmesin, zayıf kimsede adaletinden ümit kesmesin."


----------


2) ÇOCUKLARA MAAŞ BAĞLANDIĞINI: Bir gece Hazreti Ömer'in yolu Medine'nin kenar mahallelerinden birine düşer. Yolda yürürken, bir çocuğun ağladığını işitir. Önce önemsemez, sıradan bir ağlama diye düşünür. Fakat çocuğun ağlaması duracak gibi değildir. Ömer'in dikkatini çeker. Sesin geldiği hanenin yanına varıp, içeri girmek için izin ister. Haneye giren Ömer kucağında çocuk olan kadınla tartışır. Kadın karşısındakinin Halife Ömer olduğunu bilmez. Ömer, çocuğu ağlattığı için kadına sitem eder. Kadın der ki: –Sütüm kesildi, çocuğumu emziremiyorum. Halife'nin süt emen çocuklara maaş bağladığını duymuştum. Kimse bana yardım etmedi. Çok fakirim, elimden de bir şey gelmiyor... Hazreti Ömer, kadının yanından hemen uzaklaşır. Evine gelen Ömer perişandır. Sabah namazına mescide çıkar, namaz sonrası dostlarına döner, yaşlı gözlerle şunları söyler: –Vah Ömer'in zavallı haline... Bu güne kadar kaç Müslüman'ın çocuğunun ölümüne sebep oldu acaba? Aynı gün Medine ve çevresine çıkan tellal halka şu bildiriyi duyurur: "Çocuklarınızı sütten kesmek için acele etmeyin. Beytülmalden her bebeğe maaş bağlanacaktır."

3) FAKİR VE DÜŞKÜN GAYRİMÜSLİMLERE YARDIM EDİLDİĞİNİ: Hazreti Ömer yine bir gün Medine'nin kenar mahallelerinden birinden geçmektedir. Yaşlı, âmâ bir dilenci ile karşılaşır. Dilencinin Yahudi olduğunu öğrenen Ömer ona sorar: –Seni bu duruma düşüren sebep nedir? Âmâ Yahudi: –Cizye verdik, zamanla muhtaç duruma düşmeye başladım, yine cizyemi verdim. Sonra yaşlılık geldi ve bu duruma düştüm. Hazreti Ömer can evinden vuruldu. Âmâ Yahudi'nin elinden tutarak, onu evine getirdi. Önce karnını doyurdu, sonra ona yetecek kadar yardımda bulundu. Beytülmal sorumlusunu çağırarak ona şu talimatı verdi: "Bu ve bunun gibi olanlara dikkat edin. Allah'a yemin ederim, eğer biz onun gençliğinin verimini aldıktan sonra kocayıp yaşlanınca böyle sefil bırakırsak, ona karşı insaflı hareket etmiş olmayız. Zekât fakirlere ve miskinleredir. Buda kitap ehlinin yoksullarındandır."
----------
4) GAYRI MÜSLİM HALKIN İSLAM'IN HİMAYESİNDE OLDUĞUNU: Irak yeni fethedilmişti. Halkın önemli bir kısmı İslam'ı kabul etmiş, eski dinleri üzerine kalanlarda olmuştu. Bunların arasında Hîre halkı vardı. Irak fatihi Halid bin Velid Hîre halkı ile bir anlaşma yaptı. Hazreti Halid; anlaşma metninde şunları yazdı: "Bütün Hîre halkı cizye verecek. Ancak! Çalışamayacak kadar yaşlı, herhangi bir hastalığa müptela olmuş yâda durumu iyiyken fakir düşmüş, kendi dindaşları sadaka vermeye başladığı kimselerden cizye alınmayacak. Beytülmalden onlara ve ailelerine yardım yapılacak. Ta ki fakir ve miskinler İslam yurdunda kaldıkları sürece, onların ihtiyaçları karşılanacaktır. İslam yurdundan ayrılıp, başka yere giderlerse bizim onlara karşı olan yükümlülüğümüz son bulacak."

6)GAYRİ MÜSLİMİ ÖLDÜRENİN CENNET KOKUSUNU ALAMIYACAĞINI: Anlatacağımız hadise Mısır'da kurulan "Tolun" devleti zamanında meydana geldi. Tolun devleti, İlk Müslüman Türk devletidir. Kurucu hükümdarından başka içinde Türk yoktu. Mısır'da yaşayan Hıristiyan rahiplerden biri, Tolun ordusunun komutanlarından biri tarafından gasp edildiğini söyleyerek, hükümdar Ahmet bin Tolun'a arz edip, şikâyette bulundu. Ahmet bin Tolun, adı geçen komutanını çağırıp, onu şiddetle azarladı. Rahipten aldığı malı geri verdirdikten sonra: "Rahip eğer iddia ettiğin malın kat kat fazlasını dahi söylemiş olsaydı, o miktarı sana geri ödemeni söyler, seni buna mecbur ederdim." dedi.

7)İSLAM DEVLETİNİN ZENGİNDEN ALIP FAKİRLERE VERDİĞİNİ: İslam devleti; fakir, yoksul ve miskinlerin ihtiyaçlarını karşılamak zorundadır. Gün olurda devletin beytülmali (hazinesi) ihtiyaca cevap vermeyecek duruma düşebilir. Fakir, garip ve miskinler bu durumda ne yapacak? İşte İslam devleti bunun çözümünü şöyle açıklamaktadır. “Devlet zenginlerin mallarından, fakir, garip ve miskinlerin ihtiyaçlarını karşılayacak kadarını alabilir. Zenginler devletin verdiği bu karara uymaya mecburdur.” 8)HALİFENİN HESAP VEREMEME KORKUSUNDAN AĞLADIĞINI: Ömer bin Abdülaziz öyle bir noktaya ulaşmıştı ki, yönetimi altındaki her ferdin derdi ile dertlenir, sıkıntısına ortak olurdu. Bir gün evinde kıldığı namazın ardından, namazgâhından kalkmadı. Elini yanağına koyarak, ağlamaya başladı. Durumu gören hanımı yanına gelip: –Niçin ağlıyorsun, diye sordu? Ömer bin Abdülaziz: –Yazık sana ey Fatima! Ben ümmetin bütün işlerini üzerime almış bulunuyorum. Bu işlerin içinde aç kalan fakir, bakımsız hasta, çaresiz çıplak, gönlü kırık yetim, dul kadın, kahretmiş mazlum, esir alınmış yabancı, malı az olup bakmakla yükümlü çocuğu çok olan, bunların her birini düşünmek zorundayım. Aziz ve Celil olan Rabbim kıyamet gününde bunların halinden beni soracak ve beni bunların hâllerinden sorumlu tutacak. Peygamberimiz bunlar için benimle davalaşacak. Rabbimin sorumlu tutmasına, peygamberimin davalaşmasına karşı hiçbir delilimin, dayanağımın olmayacağından korkuyorum. Namazdan sonra bunlar aklıma geldi de ağladım.


----------

MAGYASAR

 
GÜNCEL HABERLER  
 
EVET SİTENDE NE DEGİSTİ
HABERLERİ BURAYA YAZ
HABER STICKERI OLARAK KULLAN

KOPYALA YAPISTIR
 
BURC  
 


 
İş ilanları  
   
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol